Mimarlık Kentleşmenin Neresinde?
�stanbul
Tarihi ve Co�rafi �zellikler
Yazdırılabilir Sayfa

�stanbul, Avrupa ile Asya k�talar� aras�nda köprü görevi gören, bunlar�n birbirine en çok yakla�t��� iki uç üzerinde kurulmu� bir �ehirdir. Bu uçlar Avrupa k�tas�nda Çatalca, Asya k�tas�nda ise Kocaeli; güneyden Marmara ve Bursa, güneybat�dan Tekirda� ve kuzeybat�dan K�rklareli ile çevrilidir. �ehrin ad�n� ald��� ve Haliç ile Marmara aras�nda kalan yar�mada üzerinde bulunan as�l �stanbul 253 km², bütünü ise 5712 km² 'dir. �stanbul 28° 01’ ve 29° 55’ do�u boylamlar�yla 41° 33’ ve 40° 28’ kuzey enlemleri aras�nda kalmaktad�r. �li kuzeyde Karadeniz, do�uda Kocaeli S�rada�lar�’n�n yüksek tepeleri, güneyde Marmara Denizi ve bat�da ise Ergene Havzas�’n�n su ayr�m çizgisi s�n�rlamaktad�r.

�stanbul Bo�az�, Karadeniz’i, Marmara Denizi’yle birle�tirirken; Asya K�tas�’yla Avrupa K�tas�’n� birbirinden ay�rmakta ve �stanbul kentini de ikiye bölmektedir.

Türkiye topraklar�n�n %9,7’sini kaplayan �stanbul, nüfus varl��� aç�s�ndan ülkenin en önemli ili durumundad�r. 2000 Y�l� Genel Nüfus Say�m� sonuçlar�na göre, �stanbul’un toplam nüfusu 10.041.477 olarak belirlenmi�tir. Y�ll�k nüfus art�� h�z� binde 35’tir.

�stanbul ili s�n�rlar� içerisinde 27 ilçe bulunmaktad�r. Bunlar Bat�da; Avc�lar, Küçükçekmece, Bak�rköy, Bahçelievler, Ba�c�lar, Güngören, Esenler, Bayrampa�a, Zeytinburnu, Fatih, Eminönü, Beyo�lu, Be�ikta�, �i�li, Ka��thane, Sar�yer, Gaziosmanpa�a, Eyüp. Do�uda ise; Üsküdar, Beykoz, Kad�köy, Kartal, Pendik, Tuzla, Ümraniye, Adalar, Maltepe, Sultanbeyli bulunmaktad�r. Ba��ms�z belediyeler ise Büyükçekmece, Çatalca, Silivri ve �iledir. Marmara denizindeki Adalar da �stanbul iline dahildir.

�stanbul çevresinin bitki örtüsü, Akdeniz iklimi bitkilerini and�r�r. Bölgede en çok görülen bitki türü makidir. Bu bitkiler uzun ve kurak bir yaz mevsimine kendini uydurmu�tur. Fakat iklimin özelli�i dolay�s� ile tepeler ç�plak de�ildir. Yer yer görülen ormanl�k alanlar�n en önemlisi kentin 20 km kuzeyindeki Belgrad Orman�'d�r.

�stanbul ilinde büyük akarsu yoktur. En büyük akarsu, ayn� zamanda Kocaeli Yar�madas�'n�n da en büyük suyu olan Riva Çay�’d�r. 71 km olan Riva Çay�, kaynaklar�n� Kocaeli ilinden al�r ve güneydo�u kuzeybat� yönünde akarak Riva köyü yak�nlar�nda Karadeniz'e dökülür. �lde küçük fakat önemli üç göl vard�r. Bunlar�n üçü de Avrupa yakas�ndad�r. Denizden ayr�lm�� olan Terkos Gölü’nün suyu tatl�d�r. Kentin suyu buradan sa�lan�r. Marmara Denizi k�y�s�nda bulunan Küçükçekmece (11 km²) ve Büyükçekmece (16 km²) göllerinin sular� denizle temaslar� oldu�u için tuzludur.

Yaz aylar� genellikle s�cak geçen, k�� aylar� bölgeyi etkisi alt�na alan sistemlere ba�l� olarak fazla so�uk geçmeyen �stanbul, Akdeniz ikliminin özelliklerini ta��yor görünse de, Marmara Denizi ve �stanbul Bo�az�'n�n etkisiyle farkl� özellikler ta��r. K�� aylar�nda Karadeniz'den gelen so�uk-kuru hava kütlesi ile Balkanlardan gelen so�uk-ya���l� hava kütlesinin özellikle Akdeniz'den gelen �l�k ve ya���l� güneyli hava kütlelerinin etkisi alt�ndad�r. Bütün ilde Karadeniz'in so�ukça ya���l� (poyrazl�) havas�yla Akdeniz'in �l�k (lodoslu) havas� birbirini izler. �lde yaz-k��, gece-gündüz aras�nda büyük �s� farklar� görülmez.

�stanbul Metropoliteni Kocaeli ve Çatalca Yar�madalar� üzerinde yer almaktad�r. Her iki yar�mada a��nm�� birer platodur. �stanbul ve çevresi, jeolojik zamanlar içinde III. Zaman�n Miosen devri sonunda Sarmat iç denizinin bir körfezi iken, Pliosen devrinde deniz çekilmi�, karalar ortaya ç�km�� daha sonra akarsu ve rüzgar a��nd�rmalar� ile uzun bir erozyon devrinin ard�ndan, yükseltilerin kayboldu�u, a��nmaya dayan�kl� kuvarsit tepelerin kald���, geni� bir peneplen ortaya ç�km��t�r. Bo�aziçi’nin yerindeki vadi de geni�lemi�tir. Daha sonra peneplenin Bo�aziçi Vadisi’nin do�usunda kuzey k�sm�n kabarmas� (yükselmesi) bat�s�nda ise güney k�sm�n kabarmas� ile su bölümü hatlar� de�i�mi�, akarsu vadilerinde e�im art��� nedeniyle su a��nd�rmas� da artm��, do�u yakas�nda büyük akarsular Karadeniz’e, bat� yakas�nda ise Marmara Denizi’ne dökülmü�lerdir.

Söz konusu jeolojik hareketler sonucunda �stanbul Metropoliteni’nin yer ald��� alan, genellikle a��nmaya u�ram�� silik yeryüzü �ekilleri içeren bir plato (peneplen) görünümü kazanm��t�r. Bat� yakas�nda (Çatalca veya Trakya Penepleni’nde), Bo�aziçi’nden Büyükçekmece - Karacaköy hatt�na yer yer 200m’yi bulan ve a�an birkaç tepelik d���nda yine geni� tabanl� akarsu vadilerinin yer ald��� bir peneplen söz konusudur.

Denizler ve karalar dantel gibi i�lenmi� �stanbul co�rafyas�n� 4 bölüme ay�rm��t�r. Halic'in k�y�lar�nda Eski �stanbul ve Galata, Bo�az�n iki yakas�nda, eskiden her biri ayr� köyler olan, art�k birle�mi� yerle�im alanlar� yer al�rlar. Dünyan�n en küçük denizi olan Marmara Denizi k�y�lar� boyunca uzanan meskun yerler, �ehrin ula�t��� boyutlar�n büyüklü�ünü gösterir.

MS 4. yüzy�lda �mparator Constantin taraf�ndan yeniden in�a edilip, ba�kent yap�lm��; o günden sonra da yakla��k 16 as�r boyunca Roma, Bizans ve Osmanl� dönemlerinde ba�kentlik s�fat�n� sürdürmü�tür. Ayn� zamanda, �mparator Constantis ile birlikte Hristiyanl���n merkezlerinden biri olan �stanbul, 1453'te Osmanl�lar taraf�ndan fethedildikten sonra Müslümanlar�n en önemli kentlerinden biri say�lm��t�r.

Tarihçe
�stanbul'un tarihi 300 bin y�l önceye kadar uzan�r. Küçükçekmece gölü kenar�nda bulunan Yar�mburgaz ma�aras�nda yap�lan kaz�larda insan kültürüne ait ilk izlere rastlanm��t�r. Bu dönemde gölün çevresinde Neolitik ve Kalkolitik insanlar�n ya�ad��� san�lmaktad�r. Çe�itli dönemlerde yap�lan kaz�larda, Dudullu yak�nlar�nda Alt Paleolitik Ça�'a, A�açl� yak�nlar�nda ise, Orta Paleolitik Ça� ile Üst Paleolitik Ça�'a özgü aletlere rastlanm��t�r.

MÖ 5000 y�llar�ndan itibaren ba�ta Kad�köy Fikirtepe olmak üzere Çatalca, Dudullu, Ümraniye, Pendik, Davutpa�a, Kilyos ve Ambarl�'da yo�un bir yerle�imin ba�lad��� san�lmaktad�r. Ama bugünkü �stanbul'un temelleri MÖ 7. yüzy�lda at�lm��t�r.

Yunanistan'dan gelen Megara'l�lar MÖ 680'lerde Marmara Denizi'ni geçerek �stanbul'a ula�m��lar ve bugünkü Kad�köy'de Halkedon ad�n� verdikleri bir kent kurdmu�lard�r. "Körler Ülkesi" olarak da an�lan Halkedon'un halk� tar�mla u�ra��yordu. MÖ 660'larda da Trak kökenli komutanlar� Bizans önderli�inde yola ç�kan Mega'l�lar�n di�er bir kolu bugünkü Sarayburnu'nun oldu�u yerde ba�ka bir kent daha kurdu. Efsaneye göre Delfi Tap�na��'ndaki kahinin ö�üdüne uyarak buray� seçen Megara'l�lar, komutanlar�n�n ad�ndan hareketle, kente "Bizantion " ad�n� verdiler. Bu yörede Megara'l�lardan önce de baz� Trak topluluklar� ya�ad��� bilindi�i için Megara'l�larla yerli halk�n kayna�m�� olduklar� san�lmaktad�r.

Pek çok istilalara u�rayan Bizantion, MÖ 269'da Bithynial�lar taraf�ndan ya�malanarak ele geçirildi. MÖ 202'de Makedonyal�lar'�n tehdidinden korkarak, Bizantion Roma'dan yard�m iste�inde bulundu. Bu dönemden itibaren kentte Roma �mparatorlu�u'nun etkisi ba�lam�� ve MÖ 146'da kent Roma'n�n egemenli�ine girmi�tir. Önceleri idari olarak varl���n� sürdüren kent, daha sonra Bitinya-Pontus eyaletinin bir parças� haline gelmi�tir. Böylece 700 y�ll�k kent devleti statüsü sona ermi�tir.

73 y�l�nda Bizantion Roma'n�n Bithynia-Pontus eyaletine ba�land�. �mparator Vespasianus kentin geli�imine katk�da bulundu. 193 y�l�na gelindi�inde, Roma �mparatoru Septimus Severus, Partlar'�n taraf�n� tutan Bizantion'u ku�atarak kenti ya�malay�p, surlar� da y�kt�rd�. Daha sonra ise surlar� yeniden in�a ettirip, kenti imar etti. Yeni binalarla sokaklar� düzenledi. Hipodrom in�aat�n� ba�latt�. 269'da kent bu defa Gotlar'�n sald�r�s�na u�rad�. Zafer kazanan Gotlar, deniz k�y�s�na yak�n bir yere sütunlar�n� diktiler. 313'de Nicomedial�lar kenti ele geçirdiler. I. Constantinus, Nicomedial�lar'la yapt��� sava�� kazanarak kenti geri ald�.

Bizantion Roma'n�n do�usunun yönetim merkezi olarak seçildi. Bu yeni konumu, kentin dünya kültürü ve siyaseti içindeki önemli rolünü de belirledi. I. Constantinus (324-337), Romal� soylular� Bizantion'a ça��rarak kentin Romal� nüfusunu art�rd�. Yeni ba�kentin konumuna yak���r bir imar hamlesi ba�lat�ld�. Limanlar ve su tesisleri yeniden düzenlendi. Kent içi su da��t�m sistemlerinin temelleri at�ld�. Savunma için yeni bir sur yapt�r�ld�.

Septimus Severius'un ba�latt��� hipodrom in�aat� tamamland�. 100 bin ki�ilik hipodromun geni�li�i 117, uzunlu�u ise 480 metreydi. Hipodrom duvarlar�n�n üzeri çok say�da heykelle süslüydü. En önemlisi de at heykelleriydi. Kentin Latinler taraf�ndan istila edilmesiyle bu at heykelleri Venedik'e, San Marco Meydan�'na ta��nd�. Hipodrom'daki (Sultanahmet Meydan�) imparatorluk saray� (Sultanahmet Camisi'nin bulundu�u alan) ve an�tsal ibadethaneler, akropolis (Topkap� Saray�'n�n bulundu�u yer) yap�ld�. Önceleri Nea (Yeni) Roma ad� ile an�lan kenti, I. Constantinus kendi ad�yla özde�le�tirdi. 11 May�s 330 tarihinde kentin ad� Constantinopolis olarak ilan edildi.

Önce Aya �rini, ard�ndan 360 y�l�nda da Ayasofya kiliselerini yapt�raran I. Constantinus, kenti H�r�stiyan dünyas� için önemli bir merkez haline getirdi.476'da Bat� Roma'n�n y�k�lmas�ndan sonra Do�u Roma �mparatorlu�u, Bizans �mparatorlu�u'na dönü�mü� ve �stanbul da, bu yeni imparatorlu�un ba�kenti haline gelmi�tir.

6. yüzy�l�n ortalar�, Bizans �mparatorlu�u ve �stanbul için yeni bir yükseli� döneminin ba�lang�c�d�r. �mparator I. Jüstinyen yönetimindeki bu dönemde daha önce tahrip edilmi� olan Ayasofya bugünkü haliyle yeniden in�a edilmi�, 543'lerde kentte görülen ve nüfusun yar�s�n�n ölümüne sebep olan veba salg�n�n�n izleri silinmi�tir.

7, 8 ve 9. yüzy�llar �stanbul için ku�at�lma y�llar� oldu. 7. yüzy�lda Sasaniler ve Avarlar'�n sald�r�s�na u�rayan kenti, 8. yüzy�lda Bulgarlar ve Müslüman Araplar 9. yüzy�lda ise Ruslar ve Bulgarlar ku�att�lar.

1204'de kent Haçl�lar taraf�ndan ele geçirildi ve ya�maland�. Bu i�gal ve ya�ma sonras�nda ortaça��n en büyük kenti 40-50.000 nüfuslu, yoksul ve harabe bir kente dönü�tü.

Bu dönemden sonra �stanbul sürekli küçülmeye ve fakirle�meye ba�lad�. �ehrin soylu ve zenginleri �znik'e göç etti. Latin �mparatorlu�u sadece �stanbul ve yöresinde egemenlik kurabildi. �znik (Nikia), Trabzon ve Yunanistan'daki Epiros'ta bir Bizans muhalefeti geli�ti. 1254 y�l�na gelindi�inde Latin �mparatorlu�u çepeçevre ku�at�lm��t�. Bu esnada �stanbul çok fakirle�mis hatta Latin �mparatoru II. Baudouin �s�nmak için saray�n�n ah�ap bölümlerini yakacak olarak kullanmaya ba�lam��t�. Nihayet 1261 y�l�nda Palailogos Hanedan� �stanbul'u tekrar ele geçirdi ve böylece �stanbul'daki Latin dönemi sona erdi.

Kent, 1391 y�l�ndan ba�layarak Osmanl�lar taraf�ndan ku�at�lmaya ba�land�. 1396'da I. Bayezid (1389-1403), Karadeniz'den gelecek yard�mlar� önlemek için kentin Anadolu yakas�na bir hisar yapt�rd�.

Kenti almaya kararl� olan II. Mehmed de (1451-1481), Bizans'a Kuzey'den gelecek yard�mlar� her iki taraftan Bo�az'� tutarak önlemek için bu defa kentin Avrupa yakas�na Rumeli Hisar�'n� in�a ettirdi. �stanbul'un fetih haz�rl�klar� bir y�l önceden ba�lat�ld��ki aya yak�n süren bu ku�atma dönemi 29 May�s 1453 günü sabaha kar�� ba�lay�p, ö�leden sonra kentin ele geçirilmesiyle tamamland�. Bu tarihten itibaren �stanbul bir Osmanl� kenti oldu.

Fetihten sonra �ehrin kalk�nd�r�lmas� için yeni iskan bölgeleri olu�turuldu.Bizans'�n son dönemlerinde görkemini yitirmi� olan kentte, öncelikle eskiden kalma binalar ve surlar onar�lmaya ba�land�. Bizans altyap�lar� üzerinde Osmanl�'n�n temel kurumlar�n�n binalar� yükselmeye ba�lad�. Büyük su sarn�çlar�n�n da korunmas� sa�land�. Osmanl� kimli�ine uygun bir geli�me gösteren �stanbul art�k imparatorlu�un ba�kenti idi.

Nüfusu art�rmaya yönelik bu iskan ve sürgünlerle olu�an mahalleler daha sonraki �stanbul idari yap�s�n�n temelini olu�turdu. 1459'da �stanbul her biri farkl� demografik özellikler ta��yan dört idari birime ayr�ld�. Bunlardan biri idarenin merkezinin oldu�u Suriçi, di�er üçü ise surd���nda yeralan ve "Bilad-i Selase" olarak adland�r�lan Eyüp (Büyük ve Küçük Çekmece, Çatalca ve Silivri dahil), Galata ve Üsküdar'd�. 1457 sonunda eski ba�kent Edirne'nin u�rad��� büyük yang�nla �ehre yeni göçmenler geldi ve �ehir oldukça �enlendi. �stanbul, fetihten elli y�l sonra Avrupa'n�n en büyük �ehri haline geldi.
16. yüzy�la büyük bir �ehir olarak giren �stanbul, Küçük K�yamet olarak an�lan 14 Eylül 1509 depreminde çok zarar gördü. 8 �iddetinde oldu�u tahmin edilen ve artç� sars�nt�lar� 45 gün süren depremde binlerce bina y�k�ld�, binlerce ki�i öldü.

�stanbul, 1510'da Sultan II. Bayez�d taraf�ndan 80.000 ki�inin istihdam�yla neredeyse yeniden kuruldu. Bu yüzden günümüze gelebilen eserlerin büyük ço�unlu�u bu devirden kalm��t�r.

1520-1566 y�llar� aras�nda Kanuni Sultan Süleyman yönetiminde �stanbul birçok de�erli esere ve izleri günümüze kadar ula�an bir kent plan�na kavu�arak, geli�mi�tir. Bu dönemde özellikle Mimar Sinan imzal� birbirinden de�erli çok say�da eser in�a edilmi�tir. Veba salg�n�, yang�nlar ve sellere ra�men Kanuni dönemi �stanbul için tam bir yükseli� dönemi say�lm��t�r.

Lale Devri olarak da an�lan Nev�ehirli Damat �brahim Pa�a'n�n sadrazaml���ndaki 1718-1730 y�llar�, itfaiye te�kilat�n�n kurulmas�, ilk matbaan�n aç�lmas� ve çe�itli fabrikalar�n in�as�yla �stanbul'un de�i�meye ba�lad��� dönemdir.

3 Kas�m 1839'da Topkap� Saray�'n�n Gülhane Bahçesi'nde okunarak halka ilan edilen Tanzimat Ferman� ile �stanbul'da yeni bir dönem aç�ld�. Bat�l�la�ma sürecinin h�zland��� bu dönemde �stanbul'da mimariden ya�ama tarz�na, e�itim kurulu�lar�ndan sanayi kurulu�lar�na kadar birçok alanda yenilikler ya�and�.

Bu dönemde �ehir yeni alanlara do�ru geni�lemeye ba�lad�. Suriçi Bak�rköy yönünde, Galata ise Te�vikiye yönünde yay�l�rken; Bo�aziçi'nde Sar�yer'e iskan h�zland�. Anadolu yakas� ise bir taraftan Bostanc�, di�er taraftan Beykoz'a do�ru büyüdü.

Bu y�llar, altyap� ve kent hizmetlerinde de önemli geli�melere sahne oldu. Haliç üzerine köprü yap�lmas�, tünel (metro), Rumeli Demiryolu, kent içi deniz ta��mac�l��� yapan �irket-i Hayriye'nin aç�lmas�, �ehremaneti (Belediye) örgütünün di�er belediye dairelerinin kurulmas�, ilk telgraf hatt�n�n çekilmesi, Zaptiye Nezareti'nin kurulmas� ve ona ba�l� karakollar�n aç�lmas�, Vak�f Gureba Hastanesi'nin hizmete girmesi ve Atl� Tramvay �irketi bu geli�melerin sadece baz�lar�d�r.

23 Aral�k 1876'da I. Me�rutiyet ve 24 Temmuz 1908'de II. Me�rutiyet ilanlar�na sahne olan ve halk aras�nda "310 Depremi" denen 1894 depreminde büyük zarar gören �stanbul', II. Dünya Sava��'n�n ard�ndan 13 Kas�m 1918'de �tilaf Devletleri donanmas�nca i�gal edildi.

1923 y�l�nda Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulu�uyla �stanbul'un ba�kent dönemi sona erdi.

"Türkiye Cumhuriyeti'nin Yetmi�be� Y�l�" 1998 de büyük co�ku içerisinde kutlan�ld�. Binlerce y�ll�k devlet tecrübesine sahip Türk Ulusu, k�sa sürede Cumhuriyet döneminin kazand�rd��� ça�da� ya�am özelliklerini benimsemi�, gelenek ve görenekleri uyumunda, Atatürk'ün miras�na sahip ç�km��, çok partili parlâmenter rejim ile de ülke tarihinde görülmemi� kalk�nma hamleleri ba�lat�lm��t�r. Sahiller, liman ve marinalarla, �ehirler hava limanlar� ile dünyaya, Türk endüstrisinin gemileri okyanuslara, ürünleri de dünya pazarlar�na aç�lm��t�r. Türk Ordusu jeopolitik öneminden dolay� devaml� modernize edilmekte, gençlik ça�da� e�itim imkanlar� ile yeti�tirilmektedir. �stanbul ülkesel kalk�nmada pay�n� ve önemini, politika d���nda hemen her �eyin merkezi durumunda geli�erek, hak etmektedir. Yeni bir yüzy�la, yap�la gelen çevre düzenlemeleri, yeni konut projeleri, metro geni�lemesi, ula��m�n daha fazla deniz yollar�na kayd�r�lmas� ve uluslararas� kongre merkezleri gibi geni� projelerle haz�rlanmaktad�r. Bo�azdan geçen dev gemilerin yaratt��� çevre sorunu, uluslararas� temaslarla, çözüm beklemektedir.

Kentsel Yap�
�stanbul, eski dünyan�n merkezinde yer alan, tarihi abideleri ve tabii manzaralar� ile ünlü, önemli bir megapolistir. Asya ile Avrupa K�talar�'n�n dar bir deniz geçidi "Bo�aziçi" ile ayr�ld��� yerde, iki k�ta üzerinde kurulu olan tek �ehirdir.

Dersaadet olarak da isimlendirilen �stanbul, 19.yüzy�l�n ortalar�na kadar idari yap� ve yarg�sal aç�dan dört ayr� bölüme ayr�lm��t�. Bunlardan ilki �stanbul Kad�l���’n�n yetki sahas� olan ve �stanbul Metropolü’nün kent merkezi kabul edilen Suriçi’dir. Galata, Üsküdar ve Eyüp’ten olu�an Bilad-� Selase ise bu metropol alan�n kazalar�d�r. “ Üç Belde” anlam�na gelen Bilad-� Selase ayr� kad�lar taraf�ndan yönetilmi�tir.

Fakat bu ayr�m sadece idari ve yarg�sal bir bölümlemeyi de�il yan� s�ra sosyolojik ve kültürel bir farkl�l��� da ifade etmektedir. Dersaadet’in bu dört ayr� bölümü, ayn� �ehir içerisindeki birbirinden farkl�; fakat bir arada ahenkli bir bütün olu�turan dört ayr� dünyay� te�kil etmi�tir. Ayn� zamanda bu dörtlü yap�, �stanbul’un sosyal ve kültürel yap�s�n� zenginle�tiren ve canl� k�lan faktörlerin ba��nda gelir.

2500 y�l� a�an bir tarihe sahip olan �stanbul, deniz ve karalar�n kucakla�t��� bu stratejik bölgede kurulu�unu takiben önemli bir ticaret merkezi olmu�tur. Tarihi �stanbul �ehri üç taraf�n� Marmara Denizi, Bo�aziçi ve Halic'in sard��� bir yar�m ada üzerinde yer al�r. Buras� 3 dünya imparatorlu�una, Roma, Bizans ve Osmanl� Türkleri'ne ba�kent olmu�,1600 y�l� a�an bir süre boyunca 120 den fazla imparator ve sultan burada hüküm sürmü�tür. Dünyada bu özelli�e sahip tek �ehirdir. Geli�im sürecinde surlar her defas�nda daha bat�ya in�a edilerek �ehir 4 defa geni�letilmi�ti. 5. yy Roma devri surlar� ile çevrili, 7 tepe üzerine kurulu �stanbul, Türk sanat�n�n �aheser eserleri, buralara kondurulmu� "taçlar" gibi Sultan camileri ile süslüdür. Çok emin bir tabii liman olan Haliç �ehrin geli�mesinde önemli rol oynam��t�r. Ana yollar�n denize ula�t��� kav�ak noktas�nda yer almas�, kolay savunulur bir yar�m ada, ideal iklim, zengin ve cömert tabiat, stratejik Bo�aziçi'nin kontrolü gibi özellikler ve co�rafi konumunun dünyan�n merkezinde bulunmas� �stanbul'un k�smetidir.

�mparatorluklar ba�kenti oldu�u s�ralarda, devlet ile birlikte dinlere de idari merkez olmu�, Do�u H�ristiyanl��� Patrikli�i kuruldu�u zamanlardan günümüze kadar bu �ehirde üslenmi�, H�ristiyan dünyas�n�n en büyük ilk kilise ve manast�rlar� buradaki pagan mabetlerinin üzerinde yükselmi�ti. �stanbul'un fethini takiben yüz y�l gibi bir sürede sanat eserleri camiler, saraylar, okul, hamam, ve di�er tesisler �ehri donat�p Türk karakterine kavu�turmu�, harap halde mevcut kiliselerin baz�lar� da tamir ve tadil edilerek camiye çevrilmi�lerdi.

Osmanl� Sultanlar�'n�n �slam Dini'nin halifeleri oldu�u 16. yy’dan Cumhuriyetin ilk y�l� 1924’e kadar bu sembolün merkezi �stanbul'dur. �stanbul, cami, kilise ve sinagoglar�n yan yana mevcudiyetlerini sürdürdü�ü bir toleranslar merkezi olagelmi�tir. Osmanl� �mparatorlu�u çökü� y�llar�nda �ehir, zengin, gösteri�li birçok eser ile süslenebilmi�, saraylar Avrupa sanat�n�n tesirinde yap�lm��, Haliç'in kuzey yamaçlar� Galata ve Beyo�lu semtleri Avrupai kimliklerine bürünmü�lerdir. Birinci Dünya Sava��’nda taraf olan �mparatorluk çöküp yerine kurulan genç Cumhuriyetin ba�kenti Ankara'ya ta��mas�, �stanbul'un önemini azaltmam��t�r. 2. Dünya Sava��’n� takip eden y�llarda ba�layan ve 1950’den sonra h�zlanan plans�z geli�me eski �ehrin dokusuna tesir etmi�, maalesef ah�ap yerle�im yerleri süratle yok edilirken her yer beton binalarla dolmu�tur. D��ardan yap�lan göçler ile nüfus patlamas�na u�rayan �stanbul k�sa sürede tarihi surlar�n çok ötelerine ta�m��, suriçi alanlar atölye, fabrika ve i� yerlerinin istilas�na u�ram��, aç�lan ana arterler trafik için çözüm sa�layamam��, alt yap� eksikli�inden dolay� Haliç ilk kirlenen yer olmu�tu. 1980'li y�llarda ba�layan kurtarma hamleleri ile �stanbul tarihinde görmedi�i bir yeniden yap�lanma sürecine girer. Haliç k�y�lar�nda binlerce yap� istimlak edilerek k�y� boyu ye�il ku�akla çevrelenmi�, Marmara Denizi k�y�lar� doldurularak park ve bahçelerle donat�lm��t�r. Drenaj sistemleri tamamlanarak, at�k sular fiziki ve biyolojik ar�t�lm��, �ehri çevreleyen denizlerin kirlenmesi önlenmi�, hava kirlili�i, art�k do�al gaz kullan�ld��� için oldukça azalm��t�r.

Roma �ehir surlar� restorasyonlar� ba�lat�lm��, can damar� Beyo�lu yeni aç�lan bir cadde ile kurtar�lm��, daha önceki y�llara nazaran genel temizlik, bak�m, çöp i�leri Avrupa standartlar�n� yakalam��t�r. Çevre yollar� Bo�aziçi üzerinden iki asma köprü ile geçerek k�talar� ba�larken, Avrupa yakas� h�zl� tramvay ve nihayet metro sistemine kavu�mu�, k�y�larda in�a edilen deniz otobüsleri terminalleri ile deniz ta��mac�l���nda sürat ve konfor sa�lanm��t�r. Tarihi yar�m adadaki bütün s�nai tesisler �ehir d���nda yap�lan modern sitelere ta��n�rken, yeni �ehirler ve uluslararas� otobüs terminali de trafik yo�unlu�unu rahatlatm��t�r. Eski hapishane binas� ile �ehrin betonarme ilk büyük yap�s� 5 y�ld�zl� otellere çevrilerek turizme tahsis edilmi�lerdir. �ehir do�u-bat� ekseninde Marmara k�y�lar� boyunca dinamik büyümesini tüm h�z� ile sürdürmekte, geli�mektedir.

Turizm
Ba�kentler ba�kenti olarak bilinen, önce Roma, ard�ndan Do�u Roma (Bizans) �mparatorlu�u ve k�talara hükmederek büyük bar�� co�rafyalar� yaratm��, Osmanl� �mpatatorlu�una ba�kentlik yapan �stanbul, geçmi�in ihti�am�n� gururla korurken modern bir gelece�e do�ru ilerlemektedir. �stanbul'daki çe�itlilik ziyaretçileri gerçekten büyülemektedir. Müzeleri, kiliseleri, saraylar�, camileri, pazar yerleri ve do�al güzellikleri bitmez tükenmez nüanslar sunmaktad�r.

Eski �ehir 22km surlar�n çevreledi�i üçgen bir yar�madan�n 7 tepesi üzerine yay�lm��t�r. Buras� Byzantion, Yeni veya �kinci Roma, Konstantinopolis veya Polis adlar� ile an�lm�� tarihi yerle�imdir. Marmara ve Haliç surlar� zaman içinde, k�smen yok olmu�, kara taraf� esas surlar ise nispeten korunarak günümüze gelebilmi�tir. Üçgen yar�madan�n geni� bat� kenar� kara surlar�, iki yan� deniz surlar�, uç do�u noktas� da Topkap� Saray� sahilleridir. Buras� 7 tepenin en geni� ve uzun olan�, ilkidir. Saray �ehir içinde �ehir gibi, surla çevrili, muazzam bir kompleks yap� olup zengin, çok önemli eserlerin sergilendi�i bir müzedir. Topkap�'da Çin Porselenleri koleksiyonu, alt�n i�lemeli ve de�erli ta�larla süslü tahtlar�, sultan kostümleri ve mücevherleri, nadir elyazmas� kitaplar�, yüzy�llarca merak uyand�rm�� olan harem salonlar�n� bulunur. Festival günlerinin e�siz mekan� Aya �rini ve benzerleri aras�nda önemli ve tek olan �stanbul Arkeoloji Müzeleri saray�n ilk avlusunda yer al�rlar.

Birinci tepenin düzlü�ünde; alt� minaresiyle �stanbul'un sembolü haline gelen, dekorasyonunda kullan�lan mavi çiniler nedeni ile "Mavi Cami" diye an�lan Sultanahmet Camii ve kar��s�nda, �mparator Justinien zaman�nda kilise olarak in�a edilmi� olan ünlü Ayasofya Müzesi yer al�r; mimari hünerler örne�i olan bu yap�, Hz. �sa'y�, Hz. Meryem'i ve imparatorlar� tasvir eden mozaik panolarla bezenmi�tir. Ayasofya ile Sultanahmet Cami aras�nda araba yar��lar�n�n yap�ld��� Bizans Devrinin ünlü Hipodromu ve bu Hipodromun orta yerinde, bu dönemden kalma üç dikilita� bulunur. Bizans döneminde yap�lm�� en önemli su sarn�çlar�ndan biri olan Yerebatan saray� da bu tepede yer al�r.

�kinci tepe en eski, en büyük "Kapal� Çar��"n�n mekan�d�r, Kapal�çar�� labirentvari yap�s�yla geçmi� günlerin izlerini ta��rken bir yandan da modern dünyan�n yepyeni ürünlerini sergiler; mücevherler, bak�r e�yalar, hal�lar, çe�it çe�it deri ve süet giyim... Nuruosmaniye Camii ve �ehrin Roma ba�kenti olmas�n�n arma�an� Çemberlita� sütunu da buradad�r.

Üçüncü tepede Sultanahmet Camii’ni ve Ayasofya’y� seyreden Süleymaniye Camii bulunur. Kanuni Sultan Süleyman'�n iste�i üzerine Mimar Sinan taraf�ndan in�a edilen bu yap� Osmanl� mimarl�k sanat�n�n zirvesidir.

Dördüncü de Fatih camileri yükselirken, iki tepe aras�nda Roma devri su kemeri uzan�r. �ehzade Camii ve �stanbul Belediyesi de burada bulunur. Eskiden �ehrin su ihtiyac�n� kar��layan devasa Roma devri aç�k sarn�çlar� daha yüksekteki di�er tepelerdedir. Sultan Selim camii be�inci, Kariye Müzesi de alt�nc� tepenin yamac�nda yer al�r. Bu tepelerin s�rtlar�ndan geçen, Aya Sofya meydan�ndan ba�lay�p, kollara ayr�larak sur kap�lar�na ula�an yollar, Roma güzergahlar�n� takip ederler.

Bo�az'�n iki yakas�nda her biri di�erinden farkl� yal�lar, 20. yüzy�lda yap�lan lüks villalar, Dolmabahçe, Göksu ve Beylerbeyi Saraylar�, Rumeli ve Anadolu Hisarlar�, bal�kç� köylerinden kalma izler, lokantalar, çay bahçeleri, parklar, gece kulüpleri s�ralan�r.

�stanbul zengin sosyal, kültürel ve ticari aktivitelerle daha da renklenmektedir. Gülhane Park� yan�nda Atatürk Kültür Merkezi, Cemal Re�it Rey konser salonlar�, Aç�k Hava ve modern tiyatro mekanlar� gösterilere ev sahipli�i yapmaktad�rlar. 1996 y�l�nda yeniden düzenlenen Lütfü K�rdar Uluslararas� Kongre ve Sergi Saray� hemen tam kapasitesine ula�m��t�r. Yeni ve daha büyük kongre saraylar�n�n in�aatlar� devam etmektedir. Dünya ölçülerindeki kapal� fuar alanlar� çok ilgi gören faaliyetleri ile devaml� ziyaret edilen mekanlar olmu�lard�r. Gece hayat�n� sevenler için �stanbul'da yeterli say�da kulüp, müzikli lokantalar, diskotek, bar ve pavyonlar vard�r. Yaz aylar�nda say�lar� artarak aç�k hava mekanlar�na geçen kulüp, restoran ve diskotekler bilhassa hafta sonlar�nda çok kalabal�k olurlar.

�stanbul, 2010 Y�l� için Avrupa Kültür Ba�kenti seçilmi�tir.

Kaynaklar
T.C. �stanbul Valili�i : http://www.istanbul.gov.tr
�stanbul Büyük�ehir Belediyesi : www.ibb.gov.tr
�stanbul �ehir Rehberi : www.istanbul.net.tr
T.C. Kültür ve Turizm Bakanl��� : www.kulturturizm.gov.tr
Vikipedi, Özgür Ansiklopedi : tr.wikipedia.org

 

Proje Sponsoru Proje Organizasyonu Copyright© 2006 - Arkitera Mimarlık Merkezi