Mimarlık Kentleşmenin Neresinde?
Diyarbak�r
Gezi Notu
Yazdırılabilir Sayfa

Diyarbak�r Diyar�m Yitirmi�em Yanar�m

Hep söylene geldi�i gibi, Türkiye son elli y�l içinde, fiziksel çevre birikimlerinin çok önemli bir bölümünü tamamen, geriye kalan küçük bir bölümünü de k�smen yitirmesiyle sonuçlanan hoyrat bir de�i�im ya�ad�. Hala da ya��yor. Zaman zaman duraklar gibi görünse de artarak, az�tarak sürüyor bu de�i�im.

Nüfusun önemli bir bölümü ‘kent’ lerde ya��yor art�k, ‘kent’ k�rsal alanlardan göç al�yor. Kentler de kendi aralar�nda sürdürüyor göçü. Do�udan bat�ya, kuzeyden güneye sürüyor göç.

Yeni gelenler için yeni yerler gerekiyor. Göçün olmas�yla yeni yerlerin olu�turulmas� aras�ndaki ters ili�ki önce eski kent dokusunun tahrip edilmesine sebep oluyor. O güne kadar sürdürülen ve zaman içinde kendili�inden olu�an doku, birdenbire kanserli bir hücre gibi do�as�nda olmayan bir büyümeyle ba�ka alanlara atl�yor: surlar, nehirler, denizler, da�lar gibi do�al ya da yap�lm�� hiçbir engel tan�madan.

Bütün dünyan�n benzer bir biçimde, bu ve benzeri sorunlar� ya��yor oldu�u söylense ve modern dünyan�n kaç�n�lmaz sorunlar�ndan birinin kontrol edilmesi zor nüfus hareketleri oldu�u büyük oranda do�ru olsa da iki noktada sonucu gözden geçirmekte yarar var:

Bu durum do�al felaketler gibi alg�lanmamal�. Elimizde olmayan nedenlerle olu�muyor ve çaresizlikle sonuçlar�na katlanmaktan daha etkin �eyler yapabiliriz.

Bütün evrensel paydalar�na ra�men, olu�tu�u yere özgü niteliklerini anlamaya çal��mak ba�a ç�kabilmenin parametrelerini olu�turmak aç�s�ndan önemli.

Her �ey gibi kentlerin de zamanla de�i�ece�ini, de�i�mesi gerekti�ini biliyoruz. Zamandan söz etti�imiz her yerde de�i�imden de söz ediyor olmal�y�z. De�i�im içinde birçok al��kanl�k ve yap�lm��, edilmi� �ey de ortadan kalkar ve yerine yenileri gelir. De�i�im travmatik bir h�zla olmu�sa yeni �eylerin olu�turulmas� için gerekli zaman ve çal��ma yoksa ço�u zaman yok olan �eylerin yerinde kocaman bir bo�luk kal�r. Mimarl�k da bu yok olan ve yeri doldurulamayan �eylerden biri olur. Bir yap� yapma disiplini olarak mimarl���n yeri doldurulamayacak �ekilde yok olmas� karma��k bir al��kanl�klar bütünü olarak yap� yapma ve giderek �ehir kurma al��kanl�klar�n�n ve bilgisinin yok olmas�d�r. Bu yok olu�ta eski, geleneksel bilgiler talan edilir ve yeni bilgilerin olu�mas� da sa�lanamaz. Üstelik tam da azg�n bir biçimde binalar�n yap�ld��� kentlerin eski merkezleri etraf�nda ve eskisinden defalarca büyük olarak h�zla in�a edildi�i bir zamanda. Paradoks bu olmal�. En çok ihtiyac�m�z�n oldu�u bir zamanda, en çok ihtiyac�m�z olan �ey yok. Düzenli geli�mesiyle yeni bilgilerini kendi içinden üretebilecek kapasitesine ra�men “mimars�z” veya “mimarl�” mimarl�k yok.

Eskiden oldu�u gibi yapm�yoruz. Yeni yapma biçimlerini de bilmiyoruz. Ama delirmi� gibi yap�yoruz. De�i�en co�rafyalarda de�i�meyen en önemli, en okunakl� kötülüklerden biri bu: Kentlerimiz art�k “eskisi gibi” de�il, ama “yenisi gibi” de de�il.

Diyarbak�r da bu kentlerden biri; “eskisi gibi” olmayan, “yenisi gibi” de olmayan ve e�er birçok �eyi de�i�tirmek konusunda iyi dü�ünülmü� önerilerimiz yoksa “hiçbir zaman olamayacak bir yer” Diyarbak�r. Kimin oldu�u bilinmeyecek kadar kar��t�r�lm�� bir geçmi�le, kimsenin olamayacak bir gelecek aras�nda s�k��m�� “kay�p” bir �imdiki zaman� ya��yor. �eyhmus Diken’in kitab�n�n ad� gibi; “S�rlar�n� surlar�na f�s�ldayan �ehir”.

Be� kilometrelik surlar� içinde ya�ayan �ehirde 1930’larda ‘salg�n hastal�klara kar�� hava ak�m� sa�lanmas� amac�yla önce Da�kap� sonra Mardinkap� dinamitlenerek y�k�lm�� valinin emriyle. Siyasi nedenlerle geçmi�te büyük ailelerini sürgüne gönderildikleri için kaybeden Diyarbak�r, surlar�n�n bir bölümünü kaybetse bile 1950’lere kadar a��rl�kl� olarak suriçinde ya�am�n� sürdürür. Dört kap�ya sonralar� ba�kalar� da eklenir ve kent “d��a aç�l�r”. 1950’de Diyarbak�r’�n nüfusu 60.000, 2000 y�l�nda resmi kay�tlara göre 600.000, belediye ba�kanlar�na göre 1.000.000’dur. Kom�u il ve ilçelerden göç al�p, uzak, büyük kentlere ve da�lara göç veriyor olmas�n�n bilânçosudur bu.

1984’te yap�lm�� Diyarbak�r imar plan�. Bugün gördüklerimiz de bu imar plan�na göre yap�lm��, yap�l�yor. Surlar�n d���nda olu�turulmaya çal���lan “yeni” kentin normlar� art�k geçmi�ten, gelenekten de�il, imar planlar�ndan. Öncesiz ve sonras�zl�k buradan kaynaklan�yor olmal�? Konu�maya ba�lad���m�zda hiç kimsenin iyi bir �ey söylemedi�i bir olgu kesintisiz bir biçimde sürüyor. Artarak. Her yer yap�larla doluyor. �htiyac�m�z oldu�u söyleniyor ve yap�l�yor.

Bir �eyin çözüldü�ü falan yok. Yeni sorunlar üretmekten ba�ka hiçbir �eye yaram�yor imar planlar�. Buna ra�men i�leyi� sürüyor. Bir tek aç�klamas� olabilir bütün bunlar�n; birileri bu kar���kl�ktan bir �eyler kazan�yor olmal�. Yeni toplu konutlar�n �stanbul’da yap�lanlardan bir fark� yok. Daha örgütlü, sistematik, daha büyük olunca kötülü�ün katsay�s� da art�yor.

1930’larda surlar�n y�k�lmas�yla ba�layan, her�eyi yerle bir edene kadar sürecek gibi görünüyor. Üstelik bir sürü “yeni” �ey yap�l�yor gibi görünürken. Surlar onar�l�yor, kaleiçi iyile�tirilerek korunmaya çal���l�yor ama eski Sümerbank Hal� Fabrikas� y�k�l�yor. Üstelik orada bir kültür merkezi yapmaya karar verilmi�ken.

Y�kmadan yapamayaca��m�z� söylemi�ti Nietzche. Y�kt�ktan sonra yapamamak en kötüsü.

�lk i� biraz durmak olmal�; durmak ve dü�ünmek.

Geriye do�ru bakmak yar�n ne yapaca��m�z� bulmak için iyi bir yol.

Hiçbir �ey tam o anda vahiy olarak inmeyecek.

Yapmam�z gerekenlerin ipuçlar� geçmi�te olabilir.

Da�lar için de, kentler için de.

 

Proje Sponsoru Proje Organizasyonu Copyright© 2006 - Arkitera Mimarlık Merkezi